Komik Fıkralar

Güldüren Komik Fıkralar

Görüyorum

Amerikan Delegesi Hanimefendi kürsüye gelmis..

“Geçen yilin kararlarini aynen uyguladim.Eve gider gitmez kocama: ‘Bundan sonra temiz çamasir istersen kendi çamasirini kendin yika. Iste makine orda..’ dedim.

Ilk gün birsey görmedim.Ikinci gün birsey görmedim.Üçüncü gün bir baktim, makinenin basinda sadece kendi camasirlarini degil, benimkileri de yikiyor.”

Alman Delegesi söz almis, arkasindan..

“Ben de kararimiz geregince kocama: ‘Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulasigini kendin yika’ dedim..

Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim. Üçüncü gün baktim, makinenin basinda sadece kendininkileri degil, benim bulasiklarimi da yikiyor.”

Üçüncü konusmaci bizden feminist kardesimiz.. “Türkiye’ye döner dönmez kararimiz geregince kocamla konustum. Ona dedim ki: ‘Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pisirmen gerekecek.Iste mutfak orada..’dedim.

Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim.Üçüncü gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu, hafiften görmeye basladim.

Temmuz 12, 2008 Posted by | Kadın-Erkek | , , | Yorum bırakın

Klasik Ve Karizmatik

Çok eskilerde türkiyede yaşayan vatandaşımız uzun senler yurt dışında kaldıktan sonra bir arkadaşıyla konuşuyormuş…türk siyaseti ve siyasetçileri hakkında..

telefonda sormuş

– eskiden çok karizmatik bir adam vardı ismi ecevitdi ve bir de çok klasik bir politikacı olan birisi vardı..demirel..şimdi ne oldu onlara neler yapıyorlar diye

bizimkisi cevaplamış

– ikisi de duruyor..ikisi de başımızda hala…yanlız bitakım değişiklikler oldu..birinin karizması gitti “tik” i kaldı…diğeri ise klasiği gitti “*ik” i kaldı…onunla da anamızı belledi..biz de ona “baba” diyoruz artık …

Temmuz 8, 2008 Posted by | Politik Fıkralar | , , , , , | Yorum bırakın

Hangi Kanal

Adamın biri iş gezisi için Danimarka’ya gitmiş. İşlerini hallettikten sonra akşam barda bir kadeh içip odasına çıkmış.

Tam uyumaya hazırlanırken kapı çalınmış, karşısına dünya güzeli bir hatun çıkmış. Adam tam yanlış odaya geldiğini söylemeye çalışırken kadın parmağını onun dudağına dayayarak susturmus.

– Buraya senin için geldim.

Kadınla sabaha kadar sevittikten sonra yorgun ama mutlu bir şekilde aşağı inip resepsiyona uğramış.

– Benim borcum ne kadar?

Katip gülümseyerek cevaplamış.

– Borcunuz ödendi efendim. Buyrun, bu da bizim hediyemiz” diyerek bir zarf uzatmış.

Adam zarfı açtığında içinde 10 000 dolar ara olduğunu görmüş.

Yanlışlık olduğunu söylese de hiç bir yanlışlık olmadığını söyleyerek kendisini alana kadar uğurlamışlar. Adam Türkiye’ye geldiğinde bunu bütün arkadaşlarına anlatmış ama kimseyi inandıramamış.

Adamın anlattıklarından birinin yolu Danimarka’ya düsünce ne olur ne olmaz diye oteli denemeye karar vermiş.

Aksam gelip odaya çıkmış. Bu sefer inanılmaz güzellikte bir kumral gelmis.

Onunla sabaha kadar sevismisler. Adam arkadaşının yaptığı gibi aşağı inerek hesabı sormuş. Kendisine bir zarf vermişler. Adam zarfı açtığında içinde 5000 dolar olduğunu görmüş.

Gülümseyerek sormuş.

– Neden bana beşbin dolar? Burada kalan başka bir Türk arkadaşıma 10 000 dolar vermissiniz.

Katip biraz dütündükten sonra hatırlamış…

– Haaaa, o arkadaşınız. Ama onunki birinci kanalda yayınlanmıştı.

Temmuz 7, 2008 Posted by | Erotik Fıkralar | , , , , , , , | Yorum bırakın

Poker

Ismet Pasa ile Çörçil poker oynamakta dir. Seyircileri de Teyo Pehlüvan!Ismet Pasa bir ara sinirlenince:

-Türkiye, dedi

Teyo hemen atildi:

-Pasa neyidirsen… Ya Erzürüm.. Ya Hasangalasi.. Ya bizim evler!

Temmuz 7, 2008 Posted by | Temel | , | Yorum bırakın

Başkanlar

ABD Başkanı Bill Clinton, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit, bir gün, bir toplantıda bir araya gelmişler.

Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı gazeteciler? Önce Clinton’a sormuşlar:

“ABD’de bir memur ne kadar parayla geçinir? Siz kaç para veriyorsunuz?” Cevap vermiş Clinton:

“Valla ben, 2 bin dolar veririm. Bin doları ile geçinirler… Geri kalan bin doları ne yaparlar, nerede harcarlar, hiç sormam!”

Gazeteci, aynı soruyu Blair’e de sormuş… O da cevap vermiş: “Ben, memuruma 3 bin sterlin veririm. Geçinmesi için 2 bin sterlin yeterli. Artan bin sterlini ne yapar, nerede harcarlar, beni hiç ilgilendirmez!”

Her ikisinden bu cevapları alan gazeteci, bu defa da Ecevit’e sormuş aynı soruyu:

“Türkiye’de bir memurun geçim standardı nedir? Kaç para ile geçinebilirler? Siz kaç para veriyorsunuz?”

Ecevit ne dese beğenirsiniz?

“Valla, Türkiye’de bir memurun geçinebilmesi için en az 300 milyon lira lâzım. Ama ben 150 milyon lira veriyorum!.. Geri kalan 150 milyonu nereden bulurlar, nasıl geçinirler beni hiç ilgilendirmiyor!”

Temmuz 7, 2008 Posted by | Politik Fıkralar | , , , , | Yorum bırakın

Semer

Amerikali bir antikacinin yolu Türkiye’ye düsmüs, hayvan pazarinin birinde geziyormus. Birden, önünde ihtiyarca bir adamin durdugu, zayif mi zayif, hasta bir esek görmüs; ancak dikkatini çeken, bu zavalli esegin üzerinde gördügü, oldukça eski ve son derece degerli semermis. Antika kültürü olmayan bu zavalli ihtiyardan semeri son derece ucuza satin alabilecegini düsünerek pazarliga baslamis. Sıkı bir pazarliktan sonra, esegi normal fiyatinin 4-5 katina satin almak üzere anlasmis. Milyonlarca dolar degerinde semeri, 4-5 esek parasina aldigi için sevinmeye tam baslamisken, ihtiyar oradaki bir çocuga seslenmis:

-“Oglum, kalk da ahirdan yeni bir semer getir beyefendi için, bu eski semerle göndermeyelim onu!”

Amerikali tutusmus haliyle:

-“Benim için sorun degil, zahmet etmeyin…” filan derken bayagi bir dil dökmüs.En son bizim ihtiyar dayanamamis:

-“Bosuna ugrasma beyim, biz o semerle çok esekler sattik!”

Temmuz 4, 2008 Posted by | Kayserili | , , , , | Yorum bırakın

İşim Çıktı

Ingilterede büyük camli bir binada kiminki daha büyük yarismasi yapiliyormus.Yarismaya bir ingiliz, bir alman, bir fransiz ve birde Türk yani Namık Kemal katilacaktir.Ilk olarak ingiliz sahneye çikar, seyini çikarir, sallar sallar boynuna dolar ve büyük bir alkis alir.

Alman sahneye çikar, seyini boynuna dolar sonra ip atlar büyük alkis alir.Fransiz sahneye çikar, seyini cikarir sallar, ip atlar sonrada kafasindan ayaklarina kadar sarar, büyük alkis alir.Sira Namık Kemal’dedir fakat Nam-i ortaliklarda yoktur.Herkes heycanla onu beklemektedir fakat nafile.Tam umudu kesmisken

-“sANGIIIR Camlar kirilir, Namık Kemal’in penisi.Ucundada bir not:

“TÜRKIYEDE ISIM ÇIKDI GELEMIYORUM…..”

Temmuz 3, 2008 Posted by | Nam-ı Kemal | , , , , , , | Yorum bırakın

Safari

Üç arkadaş .bayram tatilini geçirmek için afrikaya safariye gider.
hava ve ortam avlanmaya müsaittir ama elemanlardan biri delikanlılık yapacakyaaaa. diger iki arkadaşından ayrılarak safariye devam eder..

sıcaktan beyni kaynamaya başlamışken .karşısına bi aslan çıkar. tam silahını dogrulmuş aslana nişan alacakken aslan durumu farkeder ve bizim esas oglandan önce davranarak elemana bi tane pençe darbesi indirir ve bizim elemanın ayaklarını koparır.

hemen arkasına bi darbe daha elemanın kollarıda koparır eleman kanlar içinde yerde kıvranırken bir tane daha koyar ve elemanin testislerini koparır ..

sesi duyan arkadaşları koşarak gelir ve yerde kanlar içinde kıvranan arkadaşlarını sırtlayarak. doktor bulmaya çalışırlar. deli dana gibi dolanırken karşılarına bi veteriner klinigi çıkar.

hemen arkadaşlarını buraya sokarlar . veteriner böyle bişi yapamayacagını kendisinin bir veteriner oldugunu anlatmaya çalışsada pek bii söz geçiremez..

sonuçta ölmek üzere olan bii insan diyerek esas oglana müdahele eder..

adamın kopan kolunun yerine ölü bir orangutanın kollarını ..
kopan bacaklarının yerine ölü bir maymunun bacaklarını bir çırpıda monte ederek durumu kontrole koyulur..

yanlız bir sorun vardır adamın testisleride yoktur ..
düşünür ve kopan testislerinin yerinede ölü bir fil yavrusunun hortumunu diker ve adamı iyileştirir…….

aradan aylar yıllar geçer ..
bizim veterinerin yolu türkiyeye düşer ..

tasedüf bu ya dolaşırken yıllar önce iyileştirdigi adamı karşısında görür ve muhabbet başlar.. eeee başkan nasılsın .. yeni organlarına alışabildinmi ..

esas oglan başlar anlatmaya …..
kollar canavar gibi .. bir vurdugum adama bir daha vurmama gerek bile kalmıyor… ayaklar canavar gibi .. arabayı filan sattım .. işe hergün koşarak gidiyorum .. yanlız bir sorun var … bizim ufaklık pek rahat durmuyor .. yerde fındık fıstık ne bulursa …ötüme sokuyor …

Haziran 30, 2008 Posted by | Diğer Fıkralar | , , , , , , | Yorum bırakın

100 Metre

Tayyip’le Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar…

Bush, Tayyip’e “Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz” der.

Tayyip altta kalmaz ve karsilik olarak “Bizde öyle bir teknoloji var ki,
partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede kosmayi ögretiyoruz” der.

Türkiye’ye döndügünde Tayyip’i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirtir ve
attigi palavrayi anlatir. “Haftaya Bush geliyor. Yalanimiz ortaya çikacak, acaba ne yapsak?” diye sorar.

Danismanlarindan biri hemen yanitlar: “Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?” “Hayir sormadik” “O halde hiç korkmayin baskanim, alin Bush’u Anitkabir’e götürün. Atatürk’ü diriltmesini isteyin.

Diriltmezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!!!”

Haziran 29, 2008 Posted by | Politik Fıkralar | , | Yorum bırakın

Yemek

Temel birgün ispanyaya gitmiş bir arkadaşının tavsiyesi ile bir restuaranta girmiş ve bana engüzel yemeği getirin demiş garsonun getirdiği yemeği temel afiyetle yemiş ve garson bu yemeğin ne olduğunu sormuş garsonda boğanın testisleri demiş ve temel ispanyadan ayrılıp Türkiye’ye dönmüş daha sonra temel işleri nedeniyle tekrar ispanyaya gitmiş ve aynı lokanta ya yemek yemek için girmiş ve aynı yemeği sipariş etmiş garson yemeği getirdikten sonra temel afiyet ile yemiş yedikten sonra garsona sormuş demişki ya garson bey buseferki biraz küçüktü demiş garsonda temele e! her zaman matador kazanacak değilya demiş.

Haziran 28, 2008 Posted by | Temel | , , | Yorum bırakın